Sunday, November 21, 2010

Karda yürümek...

Bugün Pazar günü...

Ne var bunda demeyin. Pazar günleri Finliler, sabahın 9'u gibi kalkar, güzel bir sabah kahvaltısından sonra, kışlık spor kıyafetlerini giyer (sakın spor kıyafetten bizim geliştirdiğimiz spor kelimesi sanmayın, adam gibi spor kıyafetler: kar pantalonu, yürüyüş botları, kar ceketi, bere ve eldiven) ve bir hafta boyunca iple çektiği pazar sporunu/yürüyüşünü yapmak için doğaya çıkar. Ne mi var bunda ?

Şu var: çıkarken doğaya yanlarına 2-3 aylık bebişlerinden tutun, köpeklerini dahi almayı ihmal etmiyorlar. Yani butik ailelerini de alarak pazar yürüyüşüne çıkıyorlar. Bu manzarayı ilk gördüğümde tabii ki reaksiyonum deliler, küçücük çocukları üşütecekler, bu soğukta zaatürre olacaklarıydı....Tabii mantıklı bir insan gibi düşünene dek.

Kimse soğuktan zatüre olamaz. Zaatürre bir mikrop veya bakteri çünkü. Ayrıca kimse de üşümüyor...Çünkü kendi kıyafetlerinden çocuklarınınkine (hatta köpeklerinkine desek iyi olur...çünkü onların da kıyafetleri var) hepsi gayet soğuğa karşı dirençli.

Tabii şu da var ki, her nasıl bizim iklim şartlarına bizler uyum sağlamış durumdayız, tabii ki Finliler de uyum sağlamış durumda. Giyeceklerinden tutun alet-edavatlarına, araçlarına kadar hepsi yaşadıkları iklime uygun geliştirilmiş. Mesela dün Citymarket'ten (buraların Migrosu olarak düşünebilirsiniz) 30€'ya bir tane kar pantalonu aldım. Bugün deneyeyim dedim de, keşke içime termal iççamaşırı giymeseymişim diyorum :) Dışarısı -3C idi.

Ha, tabii sadece gençlerden bahsettiğimi zannetmeyin. Ellerinde değneklerle yürüyen 60-80 yaşında büyüklerimizi de görmek mümkün. Hatta emekli olduklarından sadece Pazar günleri değil hergün yürüyorlar. Eminim bizlerden daha sağlıklıdırlar. 

Uzun lafın kısası, millet bize ne der diye düşüneceğimize, aynada kendimiz ile yüzleşerek, bizimkinden daha iyi bir düzen kurmuş bu insanları örnek almamız bize değer katacağa benziyor.

Haftanın toksinlerini atmak, ciğerlerimize biraz oksijen çekmek, şehirin tıkabasa gürültüsünden kurtulmak için biraz üşümeyi (ki kar üzerinde sabit tempo ile yürüdüğünüzden enerji yakıyor ve üşümüyorsunuz) göze almak gerekiyor. Belki o göbek bile eriyebilir hani !

Tabii her şeyin usulü var. Önce bebe adımları ile başlamak lazım, sonrası allah kerim.

No comments:

Post a Comment